24 Ocak 2025 Cuma

Türkiye’de İhmallerin ve Denetimsizliğin Bedeli: Her Gün Öldürülüyoruz


Yangında mahsur kalan insanların çaresizliği -Türkiye'deki ihmaller sonucu yaşanan bir otel yangını

Türkiye’de İhmallerin ve Denetimsizliğin Bedeli 

Her Gün Öldürülüyoruz

Biz her gün öldürülüyoruz. Bir otelde, bir depremde, bir maden ocağında ya da okul yolunda… Ama kimse "öldürüldü" demiyor. Hep ''hayatını kaybetti,'' ''yaşamını yitirdi,'' ''bir kazada can verdi'' deniyor. Sanki hayatlarımız, alınması gereken önlemlerin gölgesinde, usulca çekip gitmiş gibi. Hayır, biz kaybolmuyoruz. Öldürülüyoruz. Önemsizlikle, umursamazlıkla, denetimsizlikle.

Türkiye’de her felaket, bir diğerini aratmayacak kadar acı. Hukuksuzluk, adaletsizlik, güvensizlik, kutuplaşma ve denetimsizlik... Çıkarcılık ve liyakatsizlikle birleşen bu çürüme, hepimizi toplu bir yok oluşa sürüklüyor. Yangında mahsur kalanların çaresizliği gibi… Camlardan bağırarak yardım isteyenler, çarşaflara tutunup kurtulmaya çalışanlar… Hepsinin hayatı bir sorumsuzluğun kurbanı oldu. Otel yanıyor, insanlar can pazarında, bazıları kayak yapmaya, tatilini yaşamaya devam ediyor. Bu da, çürümenin başka zirvesi...

Sırbistan’da bir tren kazasında 15 kişi hayatını kaybettiğinde insanlar sokaklara döküldü, iktidar protesto edildi. İspanya’da sel felaketinde 210'dan fazla kişi öldüğünde, insanlar krala çamur atma cesaretini gösterdi. Bizde ise bırakın hesap sormayı kimse üstüne almadığı gibi hesap bile vermiyor. Çünkü biz yangınlar ve maden faciaları arasında "sabır" dileyerek ölümlerimizi izliyoruz.

Geçen gün markette gördüğüm kadın, rafların önünde durup uzun uzun etiketlere baktı. Sonra derin bir nefes alıp elindeki ürünü yerine koyarken, "Yaşamak bu mu? Sadece nefes almak mı?" dedi ve ekledi. ''Aldığım her nefes, sadece hayatta kalmama yarıyor!'' Bu sözler bir tokat gibi çarptı; O an, hepimizin içinde biriken sessiz çığlık gibi geldi bana. Yaşamak yerine hayatta kalmanın ağırlığını hissettirdi.

Evet, biz öldürülüyoruz, çünkü devletsizlik hayatımızın her alanına sinmiş durumda. Sokakta, trafikte, okulda, evde, işte, tatilde… Ve her bir kaybın ardından kaderi suçlayarak acımızı bastırmayı öğreniyoruz. Ama bunlar kader değil. Bunlar, göz göre göre gelen cinayetler.

Eskiden "nefes almakta'' zorlanıyorduk, şimdi ise bu yangında hepimiz ölüyoruz. Türkiye’de her gün öldürülüyoruz. Ve bu cinayetler hiçbir zaman unutulmamalı. Çünkü birilerinin unuttuğu her an, yeni bir trajedinin kapısını aralıyor.

Görüşmek üzere...

Arzu SEKİN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bugün Hiçbir Şey Yapmadım… ve İlk Kez Gerçekten Huzurluydum

“Hayat bazen sadece durabilenleri ödüllendirir.” Ne yetişmem gereken işler vardı, ne de aklımı yoran planlar. Sadece oturdum, bir fincan k...