16 Ağustos 2025 Cumartesi

BIRAKIN DA YAŞAYALIM !

 

Koşarken unuttuğumuz hayatın, sadece ayakta kalma mücadelesinin ve kaybolan hayallerimizin bir sembolüdür. Yorgun bedenler, dönen çarkta sonsuz bir koşuda sıkışıp kalmışken, uzaklardaki renkli ufukta insanca bir yaşamın hayalini fısıldıyor. O ufukta umut var mı? Koşuyor muyuz, yaşıyor muyuz? İşte tüm bu sorular, bu görselin ta kendisi.

İnsanca Bir Yaşam Sadece Bir Hayal mi?

Bizim hikâyemiz, nefes almakla yaşamak arasına sıkışıp kalmış bir kuşağın hikâyesidir. Günler, aylar ve yıllar birbirini kovalarken, hayatlarımızın sadece bir geçim mücadelesine indirgendiğini görüyoruz. Sabahın ilk ışıklarıyla başlayan ve karanlıkta biten bitmek bilmez bir koşu bu. Ne bir durağı var, ne de bir mola yeri.

Hayallerimiz, sokak lambalarının altında biriken yorgunluk gibi her geçen gün biraz daha sönüyor. Bir tiyatro oyununa gitmek, bir kafede dostlarla vakit geçirmek veya sadece bir pazar sabahı uzun uzadıya uyumak... Tüm bunlar, ulaşılması imkânsız birer lüks haline geldi. Bizi biz yapan tüm o hevesler, hobiler ve tutkular, bitmek bilmeyen bu mesainin altında eziliyor. Gözlerimiz, artık sadece faturaların, kiraların ve market etiketlerinin rakamlarına odaklanmış durumda.

"Şükret" diyerek bizi bu duruma razı etmeye çalışanlar var. Oysa bize “şükret” diyenler, aslında temel bir insan hakkından feragat etmemizi istiyor. Bir bireyin sadece var olmak için değil, aynı zamanda onurlu ve keyifli bir yaşam sürmek için de doğduğu gerçeğini göz ardı ediyorlar. Bu bir sitem değil, haklı bir itirazdır. Çünkü biz, sadece bir çarkın dişlisi değil, bu ülkenin temelini oluşturan, alın teriyle yaşayan insanlarız.

Avrupa'da asgari ücretle çalışan bir birey, sadece ay sonunu düşünmüyor; ailesiyle tatile çıkabiliyor, sosyal hayata katılabiliyor ve geleceği için küçük de olsa planlar yapabiliyor. Orada, devlet vatandaşının hayatını kolaylaştırmak için var. Bizde ise durum tam tersi. Birey, devlete rağmen ayakta durmaya, yaşamaya çalışıyor. Bizim 18.00'den sonra başlayan "özel hayatımız" yok, bitmeyen bir yorgunluğumuz var.

Bu düzenin çarkında ezilmekten yorulduk. Sessiz kalmayı reddediyoruz. Çünkü biliyoruz ki, insanca yaşamak lüks değil, en temel hakkımızdır. Geleceğe dair umudumuzu kaybetmedik. Bu bir sitem değil, bir hak bildirgesidir. Bir kere geldiğimiz bu dünyaya, onurumuzla, emeğimizle ve hayallerimizle yaşamak istiyoruz. Ve bu hak için durup dinlenmeden, yılmadan mücadele edeceğiz.

 Sevgiyle Kalın..

Arzu SEKİN 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bugün Hiçbir Şey Yapmadım… ve İlk Kez Gerçekten Huzurluydum

“Hayat bazen sadece durabilenleri ödüllendirir.” Ne yetişmem gereken işler vardı, ne de aklımı yoran planlar. Sadece oturdum, bir fincan k...