27 Mayıs 2025 Salı

Papatya Gibi

 

Bazen hayat, yol kenarındaki bir papatya gibidir. Sade, gösterişsiz ama inatla var. Kimseye muhtaç olmadan, kendi gücünle var olmak... Bu yolda atılan her adım, içindeki sessiz gücü yeniden keşfetmekle ilgili. Güneş batarken bile, umut hep en aydınlık köşede saklı.

Papatya Gibi

Sevgili kuzenim Remziye Aslanmirza'nın papatya sevgisi ve hayata karşı zarif, sessiz duruşundan ilhamla...

Bazen kendimi bir papatya gibi hissediyorum. Yol kenarında, rüzgarda hafifçe salınan bir papatyayı gördüğümde içime yayılan o dinginlik... İşte tam da öyle. Sade, gösterişsiz, ama inatla var. Ne kimsenin sulamasına muhtacım, ne de köklerimi birinin koyduğu yere salmaya mecburum. Açacağım yeri kendim seçerim. Belki bir yol kenarıdır orası, belki bir taş aralığı. Ama mutlaka güneşe dönerim. Kendimce, kendiliğimce... Belki biraz yalnız, ama hep dimdik.

Papatya, narin sanılır. Oysa bilmezler ne çok rüzgârda eğildiğini ama hiç kopmadığını. Ne çok ayak altında ezilme tehlikesi geçirdiğini ama yine de başını dimdik tuttuğunu. Ben de öyleyim işte. Zannedilir ki güçsüzüm, kırılganım. Ama asıl gücüm, kırıldığım yerden kök salmayı öğrenmemde saklı. Gözyaşlarımı içime akıtmayı, kimseye yük olmadan ayakta kalmayı...

Kimseye ihtiyaç duymadan büyümek kolay mı sanılır? Bir çiçeğin yalnızca kendine yaslanarak büyümesi gibi, ben de kendi gölgemi kendime şemsiye ettim. Ne zaman yağmur yağsa içime, onu sessizce yuttum. Ne zaman güneş açsa içine, en çok ben sevindim. Her bitiş, benim için yeni bir başlangıç oldu; her mevsimde kendimi yeniden doğurmayı bildim.

Ve rüzgâr... Bazen öyle sert esti ki, savruldum. Ama her savruluşumda yine kendi yönümü buldum. Kök salamasam da, yön tayin etmeyi bildim. Belki, mücadele dedikleri şey her zaman bir bağırış değildir; bazen en büyük mücadele sessizce dik durmaktır. Dışarıda fırtına koparken, içindeki sakin limanı kaybetmemektir. Bazen yalnızca “ben buradayım” demektir, tüm dünyanın gürültüsüne rağmen. Sessiz ama inatçı bir dirençtir bu. Kadınca bir direnç. Arzuca bir sabır...

İnsanlar gülü över, orkideyi anlatır, menekşeyi sever. Ama papatya susar. Belki de hiç kimse onu bir demet yapıp sunmaz; pahalı vazoların içinde sergilemez. Ne bir saksıya girer ne de bir vitrine. Toprağın olduğu her yerde, her iklime uyum sağlar. İşte o yüzden, kendimi bazen papatya gibi hissediyorum; tüm o doğal yalnızlığı, o sessiz gücü ve doğallığıyla.

Ve şunu artık biliyorum: Gösterişli olmak değil mesele. Görkemli açmak değil. Mesele, her şeye rağmen açmak. Kendi isteğinle, kendi zamanında, kendi yerinde... Ve her şeye rağmen sevilmeyi beklemeden sevilmeye layık olmak. Kimseye “beni fark et” demeden bile güzelliğini gösterebilmek...

Sevgiyle Kalın..

Görüşmek Üzere..

Arzu SEKİN 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bugün Hiçbir Şey Yapmadım… ve İlk Kez Gerçekten Huzurluydum

“Hayat bazen sadece durabilenleri ödüllendirir.” Ne yetişmem gereken işler vardı, ne de aklımı yoran planlar. Sadece oturdum, bir fincan k...