29 Ekim 2025 Çarşamba

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı: Anlamı, Önemi ve Sönmez Karakteri

 

Siyah beyaz, tarihi bir fotoğraf üzerine oturtulmuş, kırmızı renklerin hakim olduğu bir 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı görseli. Fotoğrafta, Kurtuluş Savaşı döneminden halk figürleri (kadınlar, erkekler, çocuklar ve öküz arabasıyla mermi taşıyan bir kadın) kararlı adımlarla ilerlerken görülüyor. Ellerinde ve arka planda Türk bayrakları dalgalanıyor. Sol üst köşede "CUMHURİYETİ BİZ BÖYLE KAZANDIK" yazılı bir pankart taşınıyor. Görselin alt kısmında büyük beyaz harflerle "29 EKİM" ve altında "CUMHURİYET BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN!" yazısı yer alıyor. Görsel, Cumhuriyet'in kuruluş mücadelesini ve halkın birliğini vurgulayan güçlü bir mesaj taşıyor.

29 Ekim: Bir Milletin Yeniden Doğuşu ve En Yüce Erdemi

Bugün, takvim yapraklarının en anlamlı günü. Bugün, yalnızca bir bayram değil; bir milletin zincirlerini kırıp, küllerinden doğuşunun, en kutlu kararının ve bağımsızlık aşkının zirvesidir: 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı. Bu tarih, sadece bir yönetim biçiminin ilanı değil, bir ulusun kaderini kendi elleriyle yeniden yazma iradesinin anıtıdır.

Anlamı: Egemenliğin Saltanata Değil, Vicdanlara Devri

29 Ekim 1923, tarihin derinliklerinden gelen bir sesin, artık yeni bir yüzyılda yankılanışıdır. Asırlardır süregelen, tek bir kişinin iradesine bağlı monarşik sistemden, egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğu bir düzene geçişin adıdır.

Cumhuriyet; saltanatın gölgesini silip, her vatandaşı devletin yegâne sahibi ve efendisi kılan, hürriyetin kutsal beyannamesidir.

Bu, tek bir kişinin gücünden sıyrılıp, her bir ferdin, eşit haklara sahip bir vatandaş olarak kendi geleceğini belirleme hakkını kazanmasıdır. Atatürk'ün deyişiyle, Cumhuriyet, "fazilet" üzerine kurulu en yüksek yönetim şeklidir. O, yalnızca bir kanun maddesi değil; topyekûn bir zihniyet ve ahlak devrimidir. O gün, artık karar mercii saraylar değil, milletin temsilcilerinin toplandığı Türkiye Büyük Millet Meclisi olmuştur.

Önemi: Kurtuluştan Kuruluşa Giden Muazzam Köprü

Cumhuriyetin ilanı, Milli Mücadele’nin askeri zaferlerinin taçlandığı son ve en kritik adımdır. Birinci Dünya Savaşı’nın yorgunluğu ve işgalin getirdiği umutsuzluk içinde, Türk Milleti, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk liderliğinde, "Ya İstiklal Ya Ölüm" şiarıyla tarihin en onurlu direnişlerinden birini sergilemiştir. Ancak bu mücadele, sadece düşmanı kovmakla yetinmedi; aynı zamanda, yıkılmakta olan bir imparatorluğun enkazından modern, laik ve çağdaş bir devletin temellerini attı.

Cumhuriyet, Türk Milleti'ne yalnızca bağımsızlığını değil, aynı zamanda aydınlanma ve ilerleme yolunu da açmıştır. Harf İnkılabı'ndan eğitime, hukuk reformlarından kadınlara tanınan seçme ve seçilme hakkına kadar atılan her adım, bu yeni yönetimin rehberliğinde gerçekleşmiştir. Cumhuriyet, bizi "hasta adam" etiketinden kurtararak, dünya devletleri arasında saygın bir konuma yükselten, akla ve bilime dayalı çağdaşlaşma projesinin bizzat kendisidir.

 Değeri: Daima Genç ve Dinamik Bir Miras

Cumhuriyet, bize atalarımızdan kalan en değerli mirastır. Onun değeri, bir lütuf değil, milyonların kanı, canı ve ortak iradesiyle kazanılmış olmasından gelir. Bu değer, dört temel sütun üzerinde yükselir:

  1. Milli Egemenlik: Milletin kayıtsız şartsız kendi kaderine hakim olması.
  2. Demokrasi: Seçme ve seçilme hakkıyla bireyin yönetimde söz sahibi olması.
  3. Laiklik: İnanç ve vicdan özgürlüğünü güvence altına alan, aklı rehber edinen yönetim ilkesi.
  4. Çağdaşlık: Bilim ve fenin ışığında, sürekli ilerlemeyi ve gelişmeyi hedeflemek.

Bu değerler, Türkiye Cumhuriyeti'ni sadece coğrafi bir varlık değil, aynı zamanda evrensel insani değerlerin temsilcisi yapmıştır. Cumhuriyet, daima genç kalabilme gücünü, kendisini kuran azmin sürekliliğinden alır.

Sonuç: Göğsümüzde Taşıdığımız Sorumluluk

Bugün, 29 Ekim'de, bayraklarımızı göklere çekerken hissettiğimiz coşku, sadece geçmişin zaferlerine duyulan bir minnet değildir; aynı zamanda, bu yüce mirası geleceğe taşıma sorumluluğumuzun da ilhamıdır. Cumhuriyet, statik bir yapı değil, her geçen gün yeniden inşa edilmesi gereken dinamik bir idealdir.

O'nu kuran iradeyi anlamak; fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller yetiştirmek; adaleti, liyakati ve eşitliği daima yaşatmak, bizim bugünkü en büyük görevimizdir. Türkiye Cumhuriyeti, ebediyen hür, bağımsız ve aydınlık bir geleceğe doğru emin adımlarla yürüyecektir.

Cumhuriyet, bir günde kurulmadı.

Her sabah doğan güneşin sıcaklığında, bir çocuğun gözlerindeki umutta, bir kadının dimdik duruşunda yeniden anlam bulmalı.

Çünkü Cumhuriyet, sadece bir yönetim değil, bir karakterdir.

Bağımsızlık karakteridir, direnç karakteridir, onur karakteridir.

Bugün, Atatürk’ün o mavi gözlerinde parlayan ışığı hatırlayarak, o emanete sarılmak zamanıdır.

Çünkü o ışık sönmedi, sönmeyecek de.

Her 29 Ekim’de bir kez daha dirilen, bir kez daha filizlenen bir ruhtur Cumhuriyet.

Biz yaşadıkça, çocuklarımız öğrendikçe, kadınlar güldükçe, adalet yaşadıkça o ışık yanacak.

İşte tam da bu yüzdendir ki;

Böylesine bir mirasa sahip olmak, sadece bir tarihî bilgi değil, yaşayan bir onurdur. Bugün, Türkiye Cumhuriyeti'nin bir ferdi olarak, kendi hür irademle hayatımı şekillendirebiliyorsam, okuyup yazabiliyor, düşünebiliyor, üretebiliyor eleştirel aklımı özgürce kullanabiliyor ve üretebiliyorsam;  çocuklarımızı kendi inançlarımız doğrultusunda büyütüp, onlara özgür bir dünya sunabiliyorsak. Tüm bunlar, o büyük bedelin, o destansı mücadelenin bize armağanıdır.

Bu onurlu vatan toprağında, Cumhuriyetin ışığını koruyup çoğaltan, üreten ve ileriye taşıyan bir fert olmanın derin gururunu taşıyorum. Bu hürriyetin bedelini canlarıyla, kanlarıyla ödeyen, adını tarihe altın harflerle yazdıran isimsiz tüm kadın ve erkek kahramanlara minnettarım. Başımızdaki yol göstericimiz, Başöğretmenimiz Büyük Atatürk'e ise şükranım sonsuzdur.

Cumhuriyet, kimsesizlerin kimsesi, çağdaşlığın güvencesi olarak yeni yaşına girerken; bu kutsal emaneti koruma ve geliştirme sözümüzü bir kez daha yineliyoruz.

Cumhuriyetimizin yeni yaşı hepimize kutlu olsun! 🎈

Yaşasın Cumhuriyet!

Yaşasın özgürlük!

Yaşasın Mustafa Kemal Atatürk!

Arzu SEKİN 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı: Anlamı, Önemi ve Sönmez Karakteri

  29 Ekim: Bir Milletin Yeniden Doğuşu ve En Yüce Erdemi Bugün, takvim yapraklarının en anlamlı günü. Bugün, yalnızca bir bayram değil; bi...