26 Aralık 2024 Perşembe

ADALETİN TADI YOK AMA HALA UMUT VAR!


Utanmadan, marifetmiş gibi, “İşçilerimizin yanında olmaya devam edeceğiz,” diyerek asgari ücreti 22.104 TL olarak açıkladılar. Peki bu ne demek? İstanbul’da bir aylık kira ücreti bile değil! Bu ücret halka yoksulluğu, sefaleti ve açlığı dayatma vicdansızlığıdır. İnsanlara 'Neye layıksanız onunla idare edin,' diyerek adeta dalga geçmektir. Hani halkı 'enflasyona' ezdirmeyecektiniz! Vicdan nerede? İnsanlık nerede? Verdiğiniz sözler nerede?

Peki ya emekliler? Onların hali daha içler acısı! Aralık ayı enflasyonu açıklandıktan sonra son altı aya ait enflasyon farkı verecekler. Onlara verilen zamlar, market arabasındaki bir poşetin bile maliyetini karşılamıyor. Şu anki düzen, emekliyi adeta hayattan koparıyor. Yaşamayı bırakın, hayatta kalmayı bile imkânsız hale getiriyor. Emekliye “Yaşamayı unut, öl de kurtul,” deniyor sanki.

Türkiye’de bir çayın artık üç yudumda bitmesinin nedeni bardakların küçülmesi değil; cebimize sığmayan enflasyon canavarı. Kuruşlarla başlayan sessiz dram, bugün gözümüzün içine baka baka çığlık atıyor: Asgari ücret 22.104 TL! En düşük emekli maaşı 12.500! (Bir de böyle bir kavram girdi hayatımıza) Ama gelin görün ki, bu rakamların altındaki ‘mutlu bir yaşam’ etiketi, hâlâ satışa çıkmamış. Üstelik koca bir ülke, bu rakamların vicdanımızla mı, mantığımızla mı hesaplandığını sorguluyor.

Maaş mı, İllüzyon mu?

Enflasyon mutfakta, markette, dolmuşta bizden hızlı koşarken, “bu ücretlerle nasıl geçiniriz?” sorusu, artık bir düşünce deneyi değil, bir yaşam mücadelesine dönüştü. Hayatta kalma oyunu oynuyoruz ama karakterimiz sürekli 'game over' oluyor. Mesela markete gittiniz, bir kilo domates mi aldınız? Geçmiş olsun, ay sonunu göremeyeceksiniz.

Hadi diyelim bu maaşlarla bir şekilde (imkansız yaa!! yine de hadi diyelim!)  kira, fatura, mutfak masrafını hallettiniz. Sosyal hayat mı? O da ne? Dışarıda bir kahve içmek lüks kategorisine, sinema bileti "hayal dünyası"na girdi. Ha, unutmadan; sağlık hizmetlerinden faydalanmak için de iki kere düşünmelisiniz, çünkü ilaçların fiyatı düpedüz bilim kurgu.

Vicdanın Market Rafında Tükenmesi !

Bu maaşı belirleyenler acaba hiç markete gitmiş mi? Ya da bir halk ekmek kuyruğunda beklemiş mi? Hayır beklememişlerse bile haberim olsun, ben onları memnuniyetle davet ederim. Evet, çıkışta süt alamasak da olur, en azından gerçekleri görürler. Çünkü ekmeğin fiyatı sadece 10 TL değil, bir annenin çaresizliğini, bir babanın gururunu ve bir çocuğun geleceğini temsil ediyor.

Bir Ay siz bu maaşlarla geçinin de görelim !

Empati kolay değildir, özellikle de hiç yaşamadığınız bir hayatı anlamaya çalışırken. Ama önerim basit: Yetkililerimiz, bu maaşı belirlerken keşke bir ay boyunca bu ücretle geçinmeyi deneselerdi. Kirayı, faturaları ödesinler, marketten sadece temel ihtiyaçlarını alsınlar ve en önemlisi, çocuklarının bir isteğine ''olmaz, hayır'' demenin ne anlama geldiğini hissetsinler. Zaten empati yeteneklerini kullansalar, vicdanlarının sesini dinleseler ne anlama geldiğini hissedebilirlerdi. Sorun da bu ya!

Aslında bu, yalnızca maddi bir sınav değil; insan onurunun, umudun ve çaresizliğin ne demek olduğunu anlama fırsatı olurdu. Belki o zaman 22.104 TL’nin bir 'yaşam standardı’ değil, hayatta kalma mücadelesinin adı olduğunu daha iyi kavrarlardı.

İnsanlık Nerede?

Artık herkesin bu duruma sessiz kalmaktan vazgeçmesi, “Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın” anlayışını terk etmesi gerekiyor. Çünkü bu yılan, çoktan hepimizin cebini, sofrasını, geleceğini soktu. 

Çözüm belli: Toplumun uyanması, vicdanların birleşmesi ve halkın sesini duyurması.

Erken seçim artık bir seçenek değil, bir zorunluluktur. Bu düzenin değişmesi için hepimizin sorumluluğu var. Çünkü asgari ücretle ve en düşük emekli maaşlarla değil, insanlık onuruyla yaşamak istiyoruz.

Bu sebeple; 

"Ya vicdanınızı sorgulayın ve insan gibi kararlar alın, ya da yapamıyorsanız bu işi onuruyla yapacak birilerine bırakın."

Görüşmek üzere...

Arzu SEKİN 

2 yorum:

  1. Kapitalist Sömürü sisteminde çok fazla beklenti içinde olmak mümkün değil.Blreysel tepkiler değil de toplumsal ve örgütlü mücadele gerekir."Hak verilmez alınır"anlayışı ve davranışını göstermek gerekir.
    Yoksulluğun Kader olmadığı bilincinde olmak gerekir.

    YanıtlaSil
  2. Asgari ücreti belirleyen bakanın maaşı 350 bin TL.
    Simit yiyin diyen Milletvekilinin maaşı 300 bin TL.
    Buna şükür diyen İmamın maaşı 50 bin TL.
    Bunu alkışlayanların maaşı 22.140 TL.
    BEYİN BEDAVA 😂

    YanıtlaSil

Bugün Hiçbir Şey Yapmadım… ve İlk Kez Gerçekten Huzurluydum

“Hayat bazen sadece durabilenleri ödüllendirir.” Ne yetişmem gereken işler vardı, ne de aklımı yoran planlar. Sadece oturdum, bir fincan k...