
Utanmadan, marifetmiş
gibi, “İşçilerimizin yanında olmaya devam edeceğiz,” diyerek asgari
ücreti 22.104
TL olarak açıkladılar. Peki bu ne demek? İstanbul’da bir aylık
kira ücreti bile değil! Bu ücret halka
yoksulluğu, sefaleti ve açlığı dayatma vicdansızlığıdır. İnsanlara 'Neye
layıksanız onunla idare edin,' diyerek adeta dalga geçmektir. Hani
halkı 'enflasyona' ezdirmeyecektiniz! Vicdan
nerede? İnsanlık nerede? Verdiğiniz sözler nerede?
Peki ya emekliler?
Onların hali daha içler acısı! Aralık ayı enflasyonu açıklandıktan sonra son
altı aya ait enflasyon farkı verecekler. Onlara verilen zamlar, market
arabasındaki bir poşetin bile maliyetini karşılamıyor. Şu anki düzen, emekliyi
adeta hayattan koparıyor. Yaşamayı bırakın, hayatta kalmayı bile imkânsız hale
getiriyor. Emekliye “Yaşamayı
unut, öl de kurtul,” deniyor sanki.
Türkiye’de
bir çayın artık üç yudumda bitmesinin nedeni bardakların küçülmesi değil;
cebimize sığmayan enflasyon canavarı. Kuruşlarla başlayan sessiz dram, bugün
gözümüzün içine baka baka çığlık atıyor: Asgari ücret 22.104 TL! En
düşük emekli maaşı 12.500! (Bir
de böyle bir kavram girdi hayatımıza) Ama gelin görün ki, bu rakamların
altındaki ‘mutlu bir yaşam’ etiketi, hâlâ satışa çıkmamış.
Üstelik koca bir ülke, bu rakamların vicdanımızla mı, mantığımızla mı
hesaplandığını sorguluyor.
Maaş mı, İllüzyon mu?
Enflasyon mutfakta,
markette, dolmuşta bizden hızlı koşarken, “bu ücretlerle nasıl
geçiniriz?” sorusu, artık bir düşünce deneyi değil, bir yaşam
mücadelesine dönüştü. Hayatta kalma oyunu oynuyoruz ama karakterimiz sürekli 'game
over' oluyor. Mesela markete gittiniz, bir kilo domates mi aldınız?
Geçmiş olsun, ay sonunu göremeyeceksiniz.
Hadi diyelim bu maaşlarla
bir şekilde (imkansız yaa!! yine de hadi diyelim!) kira,
fatura, mutfak masrafını hallettiniz. Sosyal hayat mı? O da ne? Dışarıda bir
kahve içmek lüks kategorisine, sinema bileti "hayal dünyası"na
girdi. Ha, unutmadan; sağlık hizmetlerinden faydalanmak için de iki kere
düşünmelisiniz, çünkü ilaçların fiyatı düpedüz bilim kurgu.
Vicdanın Market Rafında
Tükenmesi !
Bu maaşı belirleyenler
acaba hiç markete gitmiş mi? Ya da bir halk
ekmek kuyruğunda beklemiş mi? Hayır beklememişlerse bile haberim
olsun, ben onları memnuniyetle davet ederim. Evet, çıkışta süt alamasak da
olur, en azından gerçekleri görürler. Çünkü ekmeğin fiyatı sadece 10 TL değil,
bir annenin çaresizliğini, bir babanın gururunu ve bir çocuğun geleceğini
temsil ediyor.
Bir Ay siz bu maaşlarla
geçinin de görelim !
Empati kolay
değildir, özellikle de hiç yaşamadığınız bir hayatı anlamaya çalışırken. Ama
önerim basit: Yetkililerimiz, bu maaşı belirlerken keşke bir ay boyunca bu
ücretle geçinmeyi deneselerdi. Kirayı, faturaları ödesinler, marketten sadece
temel ihtiyaçlarını alsınlar ve en önemlisi, çocuklarının bir isteğine ''olmaz,
hayır'' demenin ne anlama geldiğini hissetsinler. Zaten empati
yeteneklerini kullansalar, vicdanlarının sesini dinleseler ne anlama geldiğini
hissedebilirlerdi. Sorun da bu ya!
Aslında bu, yalnızca
maddi bir sınav değil; insan onurunun, umudun ve çaresizliğin ne demek olduğunu
anlama fırsatı olurdu. Belki o zaman 22.104 TL’nin bir 'yaşam
standardı’ değil, hayatta kalma mücadelesinin adı olduğunu daha iyi
kavrarlardı.
İnsanlık Nerede?
Artık herkesin bu duruma
sessiz kalmaktan vazgeçmesi, “Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın” anlayışını
terk etmesi gerekiyor. Çünkü bu yılan, çoktan hepimizin cebini, sofrasını,
geleceğini soktu.
Çözüm belli: Toplumun
uyanması, vicdanların birleşmesi ve halkın sesini duyurması.
Erken
seçim artık bir seçenek değil, bir zorunluluktur. Bu düzenin değişmesi
için hepimizin sorumluluğu var. Çünkü asgari ücretle ve en düşük emekli
maaşlarla değil, insanlık onuruyla yaşamak istiyoruz.
Bu sebeple;
"Ya vicdanınızı
sorgulayın ve insan gibi kararlar alın, ya da yapamıyorsanız bu işi onuruyla
yapacak birilerine bırakın."
Görüşmek üzere...
Kapitalist Sömürü sisteminde çok fazla beklenti içinde olmak mümkün değil.Blreysel tepkiler değil de toplumsal ve örgütlü mücadele gerekir."Hak verilmez alınır"anlayışı ve davranışını göstermek gerekir.
YanıtlaSilYoksulluğun Kader olmadığı bilincinde olmak gerekir.
Asgari ücreti belirleyen bakanın maaşı 350 bin TL.
YanıtlaSilSimit yiyin diyen Milletvekilinin maaşı 300 bin TL.
Buna şükür diyen İmamın maaşı 50 bin TL.
Bunu alkışlayanların maaşı 22.140 TL.
BEYİN BEDAVA 😂